İş hayatında 15 yıl ve üstü olanlar için ‘üniversite dediğin’, iş bulmanın anahtarı, bir meslek sahibi olmanın garantisi oldu yıllardır. Hatta ne kadar para kazanma potansiyelin olduğu okuduğun bölüme bakarak bile söylenebilirdi. O kadar belliydi sınırlar…
Bilginin ‘değer’ olduğu dönemdi bahsi geçen gençliğin dönemi. Nasıl olmasındı; üniversite iş hayatı için kritik ve kulvarında tek bilgi kaynağıydı.
Üniversite, bir rolüyle bilgiydi…
Üniversite, bir rolüyle işti…
Üniversite, bir rolüyle geleceğe garanti idi…
Gelin teker teker gidelim…
Dönüşen dünyada ilk dönüşen eylemlerimizden biri, ‘bilgiyi almaya dair eylemlerimiz’ oldu. Bilgi artık canlı, hiçbir yere sığmıyor, sürekli değişiyor, varlığı deneyimlenmediği zaman anlam kazanmıyor, yarar sağlamıyor. Kaynaklar sınırsız…Kaynaklar ucuz ve erişilebilir, kaynaklar kendini sürekli yeniliyor, dijital hayatımızın çevrim içi çevrim dışı öğrenme kaynaklarında herhangi bir ders konusunun 2 yıl öncesi içeriği ile işlenmesi mümkün değil.
İşler, dijitalleşmenin hayatımıza girmesiyle ‘var olan sistem üzerinden yenilenmeleri yetmeyecek’ bir noktaya geldi. Öyle ki, şirketlerin var olan sistemlerini, iş gücü kaynak planlamalarını, kurumsal hafızalarını tümden yok edip yeniden başka bir bilinçle yolculuğa devam etmeleri gerekiyor. Karşılarında yeni ekonomik düzende bambaşka teknolojiler, bambaşka ehliyetlerle bir yeni ‘iş’ tanımı var.
Gelecek garantisi konusunda ise Dijital Darwinizm kitabında Tom Goodwin’in kaleminden çıkanlara da bakalım. Goodwin kitabında, ’…bugün az sayıdaki endüstride çok az kişi, dünyanın ‘belirli kurallar’ içerisinde kalacağı varsayımı ile kişisel veya işletme kararları alabiliyor. ‘Yaşamdan standart sapma’ artarken, teknolojiler, öyle yeni yollarla bir araya geliyor ki, ne tür yeni örüntüler çıkacak tahmini zor.’ der. Geleceğin ana yasalarından birinin ‘belirsizlik’ olacağını düşündüğümüzde Goodwin’in tespiti de çok anlamlı.
Bilginin, işin ve geleceğin karakteri bu kadar değişmişken, kaynaklarımızla olan ilişkilerimizi de yeniden sorgulama zamanı.
Kaynaklar artık, kendi dönüşüm yolculukları ve alınması gereken sistemsel yolu düşündüğümüzde; amaç değil araç.
Üniversite seçimi dediğin, kendimizi keşfin bir başka arenası…
Üniversite seçimi dediğin ilişkilerimiz içinde kendimizi bir başka tanımak için bir sahne…
Üniversite seçimi dediğin, liseli genç arkadaşlarımız için aslında ne kendilerini ne de potansiyellerini seçmekten daha büyük bir seçim.
Zira neresi seçilirse seçilsin, aslında dönüşmek istediğimiz kadar, genişlemek istediğimiz kadar genişleyebiliyoruz.
Şimdi bir sorgulama da GelecektekiSen’den:
Hangi kaynak ne için?
Hangi kaynak gençlerimizin işi ve geleceğinin dünyasına hizmet edebilir?